Kayıtlar

Ve sonunda....:) mutlu son

Resim
Sonunda güveç pişti ve yedim:)   Tarifi bir önceki postta var. Evde de pekala güzel güveç pişiyor muhakkak bir güveç edinip yapın. Aldığınız güveç fırınlanmamışsa taş fırında iç yağla yağlatıp fırınlatmayı unutmayın :) Toprak kap yemeğe ayrı bir lezzet katıyor.

Mutfak :)))

Resim
Bütün bir hafta sonunu ev işleriyle geçirdim. Ama bu durum beni üzmedi bilakis mutfağı yeniden düzenlemek ve bu hali o kadar hoşuma gitti ki mutfakda yatabilirim :) o yüzden bugün epeyce iş çıkardım bu kocaman bir yemek postu olacak hazırlayın kendinizi :)))  Cuma gününden mutfak telaşem başladı aslında perşembe günü pazardan aldığım mürdüm eriklerimi reçel yaptım http://ovgukeskin.blogspot.com/2011/10/mutfakta-ben-varm_4491.html  geçen yılda yapmış çok beğenmiştim 1 kiloya 1 kilo şeker koyuyorsunuz az tatlı olsun istiyorsanız 750 gr yapın ama daha fazlada azaltmayın geceden şekere yatırıp sabahda kaynatıyorsunuz indirmeye yakın limon sıkın Bu da bu yılın reçeli Hafta içi 7.30 gibi çalışmaya başlıyorum ve evden işe gidebilmek için en geç 6.30 da çıkıyorum bazen daha bile erken çıkmam gerekiyor çogunlukla gözümü açmakda zorlandığım için kahve termosumla işe gidiyorum ama hep saat 10 gibi kahvenin yanına canım bir şeyler çekiyordu ama hazır bir şeylerde yemek istemiyordum....

Etek-elbisem ve ben :)

Resim
Yine bu pano ve ben geçende sene başı toplantısına giderken giydim yine birilerini benim fotoğrfımı çekermisiniz? diyemeyince iş panoya kaldı. İşe giderken komşuyada baktım evde yoktu hatta iş dönüşü yine karşı komşunun zilini çaldım ama nafile :( o yüzden elimde bu foto var :) Belediye yakında benden ücret talep edecek :) Güzel çektim sayılmaz ama ne yapalım bu kadar oldu. Bu da geçen yıl diktiğimde yayınladığım yazı http://ovgukeskin.blogspot.com/2011/10/etek-elbise.html#links  ordan daha ayrıntılı görebilirsiniz ve aslında bu sene moda olan tüm maxi etekleri aynı zamanda elbiseyede çevirebilirsiniz bu parçayı iki türlüde giydim o analamada çok kullanışlı oldu elbise olunca straplez olduğu için bir bolero ile tamamladım.

13 Eylül gecesi Fashion night out..

Resim
Bu gece İstanbul'da Fashion Night Out gecesi bu bütün dünyada Vogue dergisinin düzenlediği sezon öncesi alışveriş indirimi gecesi %70 indirim ilanlarını görsemde kalabalıktan mağazalara giremedim. Kalabalık alıcıdan çok bakıcı gibiydi. açıkcası benimde pek bir şey almaya niyetim yoktu alışveriş için sezon sonu indirimlerini beklemeyi ve yıllarca modası geçmeyecek iyi parçaları gerçekten uygun fiyatlara almayı yeğlerim. Sonuçta insan zamanla kendi stilini yaratmalı çokda trendlerin kurbanı olmamalı zaten trendleri takip etmeye güçmü yeter diyorum :) Kıyafet alma arzumun arttığı anlarda kendime ''Do It Yourself'' diyorum makinede kumaşlarda beni bekliyor utur dik :) Ve artık aldıklarımı giymektense diktiklerimi giymek beni daha çok heyecanlandırıyor Bağdat caddesi bu haldeydi. Birçok mağazanın önünde etkinlik vardı. Kurulan podyumda herkes modellik heveslerini tatmin etme derdinde. Tabii tek sergilenen kıyafetler, makyaj ürünleri değildi Volkswagen'da...

Kadın olmak ...!

Resim
 Kadın olmak, herhangi bir canlı olmak gibi bir şey... :) durumu zorlaştıran aslında hep başka faktör ve canlılar ve temelde de bence yaşamı tüm canlılar için zorlaştıran temel kural koyucular yani erk'i elde tutan yönetim gücü olan maskülen canlılar. Bu tabiri kullandım çünkü, yönetim bir kadının elinde bile olsa o anda sanki kadın değilmiş gibi erkek taklidi yapıyor, bu düşünce olarakda böyle erkeklerin düşüncesini benimsiyor.    Başlığın açılımını yaptıktan sonra gelelim asıl meseleye, asıl mesele işte bu kadın olma durumunu  özgür canlı ya da birey olmaktan uzaklaştıran insanlardan kaynaklanan durum diye özetleyebiliriz. Okuduğum yazı Vogue dergisinin bu ayki sayısında geçiyordu: Amerikadaki bir kadın doğum kontrol yöntemlerini kullanamadığı için tüplerini bağlatmak istiyor ama yıllardır uğramasına rağmen yaşı genç olduğu için bu yapılmıyor. Türlü türlü engeller çıkarıyorlar psikoloğa yönlendiriyorlar 7 yıldır uğraşıyor ama oluyor. :) Bir ömrü çocuksuz ge...

Yaşamak nefes alıp vermek midir?

Resim
  Bu yazıyı İstanbulda yaşanır mı diyenlere ithaf ediyorum :) Yaşanır hem de çok güzel yaşanır. Burda ister doğayla kucaklaşırsınız ister şehrin göbeğinde insan yığınlarıyla bulusursunuz, ister müze müze gezersiniz , ister Topkapı sarayının bahçesinde oturup kitap okur kendi hükümranlığınızı yaşarsınız.   Bugün güzel bir gündü evden belediye otobüsü ve dolmuşla Beykoza gittim orda yürüyüş yapacağımız grupla buluşup Ali bahadır köyüne belediye otobüsüyle gidip Riva'ya yürüdük. Sonra tekrar belediye otobüsüyle Beykoz yaptık ve arkadaşlarla Nakkaştepede boğaza karşı kahvelerimizi yudumladık ki manzaradan güzel sohbetle. İşte istanbulda pek ala yaşanır ama başka nerde bu kadar keyifli yaşarsınız? Diye aptalca bir soru sormuyorum, çünkü, bence yaşamasını bilene heryer yaşanır yaşamasını bilmeyene dünya dar gelir...:)) Birbirinden güzel lezzetli ve yüzde yüz organik meyveler topladık ve yedik herkes çantasını tıka basa doldurdu elma, incir, üzüm, ceviz...   Mi...

Ohhh..! Yaşasın Hayat :)

Resim
Aslında çoktandır bir takım insanlara canım sıkkındı bu sabahda söylene söylene uyandım. Bazen çok uzun zamandır tanıdığımız insanları hiç tanımadığımızı, güvenilir ve şefkatli sandığımız insanların canavarlığını bazende çok yakın olduğumuz insanların aslında çoook uzak olduğunu farkettiğimiz zamanlar ve içinde bıraktığı acının zaman zaman nüksedişi hali olarak uzunca özetleyebilirim. Durum buyken kendimi sokağa attığımda tekerlekli sandalyesiyle bir kadının, inşaat halindeki kaldırımlarda ne kadar zorlandığını insanların tren izler gibi bakarken hiç yardımcı olmadığını gördüğüm de hayatta neleri dert ediyorum dedim basit şeyler bile o insan için ne kadar zordu. İnsanlar yüzünden çektikleri. Zorlu bir yeri geçince yüzünün ifadesini gördüğümde gülümsemesi başarmaktan aldığı keyif bu işte dedim. Ne duruyorsun kızım hayattasın sağlıkda sıhhattesin boşver gerisini yaşamdan tad al. Hazırladım çantamı bisikletle doğru denize  miss... Ohh dedim dertler denize :))) Denizde bir gü...