NOESIS

   Bu filmi izleyeli neredeyse iki ay oluyor, yazmak için epey geciktim :) Ama durup durup üstünde düşündüğüm, hatta tekrar izleyip kaçırdığım noktaları gözden geçirdiğim bir filimdi. Eleştirilerin ne dediği umurumda değil ben bayıldım :))) Yönetmen tek bir cümle ile çok tanıdık '' Being John Malkowich '' birde Adaptation ikisinin yazarı Charlie Kaufmann iken Her 'ün yazarı Spike Jonze' un bizzat kendisi. Aman Allah'ım nasıl bir adam bu nasıl bunları düşünmüş şu ayrıntıya bak derken, onun hakkında böyle düşünen tek ben değilmişim. Onun için sinemanın dahi  beyni diyen çok...    Filmin baş kahramanı Theodore depresif bir ayrılık dönemi yaşıyor ve bir türlü boşanma evraklarını imzalayamıyor.  Yaptığı işse epeyce ilginç müşterileri adına yıllarca onların özel el yazısı mektuplarını yazıyor, modern zamanlara gönderme başlıyor. Duygularımızı ifade etmeyi bile artık bir işmiş, görevmiş gibi başkalarına yıktığımız maalesef çok yakın gelecek... Bu bun...

Eylül ayında en iyi yabancı film dalında Oscar aday adayı olmasıyla bu film üstüne yazmak gerekli oldu. Ben önce Görüntü yönetmenini (Gökhan Tiryaki) ve Sanat yönetmenini (Hakan Yarkın) ayrıca müzikler için Rahman Altın'ı tebrik edeyim. Çünkü bence işe boyut katan gerçekten bu insanların ciddi emekleri olmuş. :) Senarist ve Yönetmen Yılmaz Erdoğan. Sanat söz konusu olduğunda benim için başka şeyler söz konusu olmaz. Sanatçı bile teferruattır asıl olan Sanattır. :) Nazım'la Necip Fazıl'ı bir sineğin iki kanadına benzetirim. Kanatlardan biri kanınıza değerse maazallah zehirlenirsiniz:) ikisi de değmeli ki yırtasınız :) o yüzden ikisi de bende mevcuttur. Yılmaz Erdoğan'ında iki şiir kitabı bende vardır 90 lı yıllardı aldığımda ...   '' Sana bakmak '' şiirini ayrıca severim. '' ...Bir uykunun en güzel yanı seninle uyanmaktır/ Senden uzak bir uykuyla kandıramıyorum hiçbir geceyi.'' Böyle nice güzel yazılmış dizeyi, şiiri neden, niye sevem...

Çoktandır sinema yazısı yazamadığım bloğum bir ara iyice hanım hanımcık hal almışken son zamanlarda benim güncem durumuna geldi. :) Bütün yaz ilgimden yoksun bıraktığım bloğumu parmaklarımı kımıldatmaktan daha iyisine halim olmayan bugün şımartayım dedim. Bu film izleyeli nerdeyse bir aydan daha fazla oldu ve ne yaparsam yapayım aylardır kafamın bir yanı bu filmle ilgili düşüncelerle dönüyor. İzleyip izlememek size kalmış olmakla birlikte kesinlikle izleyin derim. İlk 10 dk da beni devam edeyim mi yoksa bırakayım mı diye ciddi terettütde bırakmıştı. İlk sahnelerde ki kız gibi bende o günlerde ıssız bahçe yollarından bisikletle denize gidiyordum, birden korkuya kapılmak istemedim, neyse ki ertesi gün yine bisikletime bindim korkuların esiri olmayayım dedim :) Ama bazen tırssam iyi olacak... Yönetmen: Matthias Glasner 1965 doğumlu Alman yönetmenin birçok ödülü var. Yönetmenin dışında yazarlık yönüde var. Filmin senaryosunu yazanlar arasında oda var diğeri başrol oyuncusu Jürgen ...

ROZA YÖNETMEN: Wojciech Smarzowski OYUNCULAR: Marcin Dorocinski, Agata Kulesza,Kinga Preis... Polonya/2011 yapımı 2012 İstanbul Film festivalinde de izleyiciyle buluştu.    Film, ilk başladığı dakikada size bir tokat atıyor, gördüğünüz karede bir bayan olarak irkiliyorsunuz ve bu aslında film boyunca devam ediyor, erkekler o anda ne hisseder bilmiyorum ama ben kusmak istiyorum.   Filmin konusu Polonyanın sınır bölgesinde geçiyor bu bölge yıllarca Almanlarda kalmış daha sonra II. dünya savaşıyla Rus işgaline maruz kalmış en sonunda da Polonya bağımsız bir ülke olunca sınırları içine dahil edilmiş ama bu bölgede ve genel olarak Polanya'da Ruslar kominizim bahanesiyle emperyalizme devam etmişler Yahudiler belki hiçbir şeyden çekmediler Hitler'den çektikleri kadar ama bütün bir dünya hiçbir şeyden çekmedi Stalin'den çektiği kadar. Bir savaş kaçağı asker ve eşini kaybetmiş, bir savaşta bir kadının başına gelebilecek en kötü her şeyi yaşamış ama asla yılmamış bir kadın ...

HEMINGWAY & GELLHORN YÖNETMEN: Philiph Kaufman (Indiana Jones serisinin de yönetmeni) YAZARLAR: Jerry Stahl, Barbara Turner   Filmin yapım yılı 2012 henüz bizde vizyona girdi mi girmedi mi bilmiyorum, ama bu yıl NTV'de Olağanüstü Kadınlar diye bir belgesel kuşağı vardı pazar akşamları yayınlanıyordu bende rast gelmişti ve izlemiştim aslında filmi ilk izlemeye başladığımda ne izlediğimin bile çok farkında değildim :))) 10 dk sonra Aman Allah'ım dedim ve hemen hatırladım:)) filmin başlarında biyografi izlemeye başladığınızı anlıyorsunuz ve herhalde bu konuşan yaşlı bayan gerçek kişi diyorsunuz ve birkaç dakika sonra burdaki durumada ayılıyorsunuz bir Nicole Kidman bu kadar iyi yaşlandırılır aynısı Hemingway'i oynayan Clive Owen içinde geçerli makyaj, kostüm bence gayet iyiydi. Film genel anlamda belgesel miyim, film miyim karar veremedim modunda ilerliyordu.:)) Bence NTV'nin belgeseli daha iyiydi.:) Ama oyunculara diyecek sözüm yok özellikle Clive Owen, Nicole...

AZRAİLİ BEKLERKEN (2011-Fransa) Yönetmen : Marjen Satrapi, Vincent Paronnaud    Film Marjen Satrapi'nin 2006 yılında yazmış olduğu bir çizgi romandan uyarlama, Satrapi'yi galiba herkes Persapolis denince hatırlayacaktır İranlı Fransız grafiker, çizer. yönetmen. İlk filmi bir animasyondu ve yine kendisinin otobiyografik öyküsünü anlattığı bir çizgi romanından uyarlanmıştı çok keyifle izlediğim tarzını, anlatım dilini, çizgilerini çok beğendiğim insanın içinde bende bu tarz birşeyler yapmalıyım isteği uyandıran harika bir çalışmaydı.    Bu filmi animasyon değil ama içinde aralıklarla yedirilmiş animasyon görüntüler var yine Satrapi'nin kendi tarzına has... Bu arada bu film İKSV'nin 2012 İstanbul Film festivalinde vardı, hatırlayabildiğim kadarıyla da Satrapi'nin kendiside ülkemize gelmişti. Gelelim filmin konusuna 1950'ler Tahran devrim öncesi ve İranlı keman virtüözü Nasser Ali Khan'ın kemanının kırılmasıyla sanatçı duyarlılığıyla hayata küsüşü ve bi...

EVEN THE RAİN (YAĞMURU BİLE) 2011 YÖNETMEN: ICIAR BOLLAIN SENARYO: PAUL LAVERTY OYUNCULAR: LUIS TOSAR, GAEL GARCİA BARNEL    Film, Fransa, İspanya, Meksika ortak yapımı. Fimin dili ağırlıklı ispanyolca ve film Bolivya'da geçiyor. Özetle konusu ispanyol sinemacılar Kolomb dönemini anlatan bir film çekmek için Bolivya'ya gelir, çekmek istedikleri filmde Kolomb'un kaşif yanını değil aç gözlü ve sömürgen yanını çekmek istemektedirler işin tuhaf yanı Latin Amerikanın bu yoklsul ülkesinde de o sıralar Kolomb dönemini aratmayacak sıkıntılar vardır. Filmde oyuncu olan bir çok yerli insan aslında aynı zamanda gerçek hayatta aktivisttir ve temel insani hakları için mücadele etmektedirler. Su gibi, ülkede su şirketi sürekli yükselen zamlarla insanları zor durumda bırakmakta faturaları ödeyemeyen suları kesilen fakir bölge halkının kendi suyunu kendi getirmesine de izin verilmemektedir böyle olunca büyük bir mücadele başlıyor bu mücadelenin ortasında filmi bitirmeye çalışan...

DRİE ''3'' Yönetmen: Tom Tykwer (yönetmen, senarist, besteci) Oyuncular: Sebastian Schipper ( aktör ve yönetmen), Devid striesow, Sophie Rois Senaryo: Tom Tykwer Yönetmen aslında dah önceki filmlerinden tanıdığımız biri Run Lola run (koş lola koş) ve Heaven (cennet), Koku (galiba en bilindik bu), The İnternation filmlerinin yönetmeni bazılarının aynı zamanda senaristi. Kesinlikle duyarlı ve farklı  bir anlatım diline sahip bir yönetmen ve senarist olduğunu düşünüyorum, Oyuncularda gerçekten hele de böyle bir filmde inanılmaz başarılılar genelde alman ve avusturya kökenli ...    İlişkiler hakkında izlediğim en ilginç film aslında, böyle bir filmi çekebilmek kadar yazmanında ciddi bir iş olduğunu düşünüyorum. Hikaye kısaca şöyle bir çift var entellektüel bir çift ve uzun yıllardır birlikte yaşıyorlar zaman zaman özgürleşen ve bireyselleşen ilişkilerine rağmen birbirlerinden kopmuyorlar, çiftimiz erkek olanı birgün annesini kanserden kaybediyor ve kaybetme sürec...

Çoktandır film yazısı eklememiştim bu sinemaya ara verdim demek değil sadece yazmaya istek duymadım yada fırsat ama sinemadan asla vazgeçmedim geçmemde:) ONE DAY (BİRGÜN) Yönetmen: Lone Scherfig Oyuncular: Anne Hathaway, Jim Sturgess Tür: Romance yapım 2011 Hikaye İngilterede geçiyor aslında blindik bir tema Üniversiteden mezum oldukları gece tanışan ve bir türlü ilişkiye dönüşemeyen aralarındaki durumun vazgeçilmez bir arkadaşlığa sırdaşlığa dönüşmesi bu süreç içinde ikiside farklı yollara gidiyorlar farklı insanlarla oluyorlar birbirlerine tezat hayatlar yaşıyorlar ama birbirlerine olan tutkuları asla bitmiyor birbirlerinden kurtulamıyorlarda ve sonunda onca yaşanan ve geçen on küsur yılın ardından sonunda itiraf edilen duygularla kavuşan çifti yine bilindik hazin son bulur. Bende işte burda takıldım niye hep aynı son sanırım bunun aşkın ömrü fazla uzun sürmezle ilgisi var :) Senaryo aslında daha çok senarist olan bir yazarın kitabından uyarlama kitap ençok satanlar list...

Her yıl ekim ayının en güzel etkinliği ben biletlerimi aldım İnşAllah bir aksilik olmazsa izlemeyede gideceğim ve hepsini tek tek yazacağım :) Her yıl gidiyorum ama bazen yoğunluktan bloğa yazamıyorum bu yıl da festival filmlerini şöyle bir gözden geçirdim görülmeye dğer bir çok film var bunlardan belkide en önemlisi ve insani değerde taşıyan filmi yakın geçmişte İranda film çekmesi ve ülke dışına çıkması yasaklanan yönetmen Jafar Panahi'nin ''Bu bir film değildir'' adlı filmi bir pastanın içine saklanan usb ile yurtdışına çıkarılan filmde Panahi çekemediği filmin her bir karesini anlatıyor bende merakla bekliyorum. Bir sanatçıya yapılabilecek en büyük eziyet aslında bir insana yapılan en büyük eziyet kendini ifade etme hakkının elinden alınması. Sadece bu film değil daha bir çok yeni ve ödüllü film izleme şansımız var.

WORLDS APART (AYRI DÜNYALAR) YÖNETMEN: NİELS ARDEN OPLEV YAPIM: DANİMARKA-2008 SENARYO: STEEN BİLLE-NİELS ARDEN OPLEV OYUNCULAR:ROSALİNDE MYNSTER, JOHAN PHİLİP ASBAEK, JENS JERN SPOTTAG, SARAH BOBERG SÜRE: 116DK. TÜR: DRAM Ayaklarım yerden kesildi diyebilirim açıkçası ben filmden çok etkilendim. Film Danimarka yapımı konusu kısaca şöyle; Yehova şahidlerine bağlı bir aile ve büyük kızlarının başından geçen olaylar üstüne kurulu. Ailenin dört çocuğu var büyük oğulları tarikatın kurallarına karşı geldiği için tarikattan, aileden, bulunduğu toplumdan tarikatın ileri gelenlerince sürülmüş aile bireylerinin yada tarikat üyelerinin onu gördüğü yerde görmezden gelmesi gerekiyor aslında bu toplumsal cezaların en ağırıdır soyutlama cezası. Film Yehova şahidleri üstünden olayları kurgularken aslında tüm bağnazca inanılan değerleri ve sorgulanmayan inançlara bir eleştiri getiriyor. Bence başkalarının inançları...

SARAH CAİN’İ KURTARMAK KÜNYE: YÖNETMEN: MİCHEAL LANDON SENARYO: BEVERLY LEWİS’İN KİTABINDAN CİNDY KELLEY BRİAN BİRD TÜR: DRAM SÜRE/YIL: 2007 – ABD 103 dk. Film, ailecek çok rahat izleyebileceğiniz seyirlik yapacak daha iyi bir şeyim yok diyorsanız. Ha birde yanında ütüleri de halledivereyim diyorsanız bu film tam sizlik . Filmin konusu kısaca iki kız kardeş var küçük yaşta aileleri tarafından bakımları reddedildiğinden sosyal güvenlik kurumuna teslim edilmişler bu birbirine çok bağlı iki kız kardeş gel zaman git zaman büyümüşler büyük olan sevdiği adamın peşinden kendini Amiş kilisesine vakfeden bir Mormon olurken diğeri ünlü bir köşe yazarı olur ama Mormon olan kardeş hayatının adamıyla kendi küçük ülkesini kurabilecek kadar çoluk çocuk yaparak yalnızlık nedir bilmezken gazeteci küçük kardeş derin yalnızlık çekmekte daha kötüsü kardeşi tarafından terkedilmiş olmanın da acısını çekmektedir. Bir gün bir haber alır kardeşi ölmüştür ve çocuklar ona ka...

DELİ DELİ OLMA YÖNETMEN: MURAT SARAÇOĞLU SENARYO: HAZEL SEVİM ÜNSAL OYUNCULAR:TARIK AKAN,ŞEREF SEZER YAPIM: 2008-TÜRKİYE TÜR: DRAM-KOMEDİ Filmin benim için özel bir anlamı oldu Karsta çekilmiş olması bana karsta geçirdiğim günleri tanıdığım ve çalıştığım insanları yeniden görme fırsatı sundu. Tanıdığım ve bildiğim Karsın etnik yapısı zaten yerince zengindi bunlara birde Rus harbiyle göçe zorlanan Malakanlar eklenince tam oldu. Oyuncuların Kars halkının beden dilini, kendini ifade edişini şiveyi taklitleri bence gayet başarılıydı benim için filmin en başarısız noktası filmde piyano eşliğinde söylenen şarkının seçimi çok kötü birde şiveden eser kalmıyor mükemmel bir İstanbul Tükçesiyle şarkı söyleniyor alın size Şark mucizesi )) Film genel olarak seyirlik güzel bir film o coğrafyanın insanını tanımak açısından da izlenebilir filmde oyuncu olmayıp da oyunculuk yapma başarısı gösteren birçok oyuncu var bunların içlerinde öğrencilerim ve de çalışma arkadaşla...

CAIRO TİME (KAHİREDE AŞK) YÖNETMEN : RUBA NADDA SENARYO: RUBA NADDA OYUNCULAR:PATRİCİA CLARKSON, ALAXENDER SIDDIG TÜR: ROMANTİK-DRAM YAPIM: 2009 CANADA SÜRE: 90 dk. Son zamanlarda izlediğim en güzel aşk filmlerinden biriydi, günümüzde alışkanlıklar uğruna oluşturduğumuz bağımlılıklarımızdan Aşk için bile vazgeçilemediğini anlatan duyarlı bir o kadar masum, eğlenceli ve acı bir anlatım… Filmin yönetmeni Arap kökenli Kanadalı bayan bir yönetmen senaryoda ona ait filmin naifliği de sanırım buradan geliyor. Yalnız ben son dönem izleme fırsatı bulduğumuz Arap kökenli Kanada vatandaşı kadın yönetmenlere oldukça hayranım bu yılki İstanbul film festivalinde de böyle bir yönetmeni izleme fırsatı bulmuştuk Filmin adı Amrikaydı yönetmen Cherien Dabbis anlatım dillerindeki o zenginlik köklü bir kültür geçmişine sahip bir toplumdan gelip Modern dünyanın en kozmopolit göçmen ülkesinde yaşamış olmanın verdiği esneklik ve bakış açısı zenginliğiyle ...

SERSERİ MAYINLAR (MİNE VAGANTİ) KÜNYE; YÖNEMEN: FERZAN ÖZPETEK SENARYO :FERZAN ÖZPETEK, IVAN CATRENEO TÜR: KOMEDİ-DRAM OYUNCULAR:Riccardo SCAMARCİO, Nicole GRIMAUDO, Alessandro PREZIOSI YIL/SÜRE:2010 / 110dk. Tipik bir Ferzan Özpetek filmi İtalyan Akdenizli ve Gay bu öğeler onun filmlerinin olmazsa olmazları artık. Neden insan farklılıklarını bu derece sindiremez ve hazımsız olurda her seferinde sanki kabul görmek için gözünüze gözünüze sokar ve de tüm bunlara rağmen kendiyle barışık yüksek özgüvenli bir tablo çizer. İşte bence Ferzan Özpetek tamda bunu yapıyor artık aşsında şu Gay mevzuunu hayata başka açılardan baksın bu durum ne bir eksiklik nede bir fazlalık kendiyle barışırsa bence daha iyi bir Ferzan Özpetek sineması görebiliriz. Film komedi dalında İtalya’da bir çok ödül almış ama ben filmi izlerken ne adam gibi güldüm nede adam gibi duygulandım ağladım Filmin en çok güldüğüm karesi plajda üç Gay erkeğin yaptığı ilginç dans gösterisiydi o an gerçekten koptum süperd...

İLAHLARIN AŞKI (ONDINE) KÜNYE; Yönetmen: Neil Jordan Senaryo: Neil Jordan Tür: Dram/Fantastik Yapım: 2009 ABD/İrlanda 111dk Oyuncular:Collin FARRELL, Alicia BACHLEDA Bizde gösterime haziran ortalarında giren bir film sinema sezonunun yavaşladığı bir dönemde final için kötü bir seçim diyebiliriz. Benim için film tam bir fiyaskoydu insanlar neresini övüp de yazacak güzel bir şeyler buldular merak ediyorum filmin neresinde tutulsa elde kalır aşkı anlatışı bile beni baydı. Filmin belki de övülebilecek tek yönü güzel İrlanda manzaralarıydı. Ya isim olayına ne demeli neden orijinal isimlerin güzelliği dururken filme abidik gubudik saçma sapan isimler takma gereği duyuyoruz anlamış değilim ayrıca bu isimleri takanlar çok merak ediyorum bu katledişi yapmadan önce zahmet edip filmi izliyor ve orijinal adın neden öyle olduğu üstüne düşünüyorlar mı sanmıyorum o kadar beyin olsa sırf Türkçeleştireceğiz diye saçma sapan adlar bulmazlardı. Filmin orijinal adı mitolojiden geliyor...

15/02/2010 KİMSENİN İRAN KEDİLERİNDEN HABERİ YOK Festivalde izlediğim üçüncü film yönetmenliğini Bahman Ghobadi’ni üstlendiği İran yapımı film İran’da var olmaya ve müzik yapmaya çalışan yeraltı müzik gruplarını anlatıyor. Yönetmenin katkısını olduğu diğer bol ödüllü yapımlarda Sarhoş Atlar Zamanı ve Kaplumbağalarda uçar izlemediyseniz bile adını duymuşsunuzdur kesinlikle izlenmesi gereken filmleer yönetmenin bu son filmi içinde aynı şeyi söyleyebilirim. Bir kere müzikler çok hoş sırf bunun için bile izlenir. Ghobadi bu film izinsiz 17 günde çekmiş insanlar ne zor şartlarda sanat yapmaya çalışıyorlar. Ghobadi işe fotoğrafçılıkla başlayıp sinemayla devam eden ve şimdide ilk albümünü çıkarmaya çalışan çok yönlü sanatçı kişilik filmin bazı karelerinde oyuncu olarak ve şarkı söylerken onu görmek mümkün. Filmdeki karakterler yaşadıkları baskı ve şiddet ortamına rağmen sistemle dalga geçerek bizlere eğlenceli anlar sundular ama kocaman gülümsemelerin ardından filmin sonu hazin bitiyor. T...