NOESIS

Hafta sonu şehirden kaçtık , yazın ve tatilimizin son günleri güneşe serdik kendimizi... Kışa hazırız :)  Marmara adası ikinci büyük adamız, Avşa kadar turizm potansiyeline sahip olmasa da, doğallığı, sakinliği ve insanlarının sıcaklığı ve nezaketiyle ben Avşa'ya fazlasıyla tercih ederim. :) Bu hafta sonuda maalesef İDO'nun İstanbuldan adaya son seferiydi. Buraya İstanbul'dan en rahat ulaşım Deniz otobüsleriyle o'da belirli dönemler yapılıyor. Bu dönemleri kaçırdıysanız Tekirdağ ya da Erdek üstünden teknelerle gelebilirsiniz. Oldukça keyifli bir yolculukla adaya geldik ve gittik :) Hava sıcaktı, deniz misssssss...... gibi :))) Biz ada' ya bisikletlerle gittik:) Artık bisiklet hayatımın ayrılmaz bir parçası oluyor bu nedenle emektar bisikletimi artık ciddi ciddi yenilemem gerekiyor .:( Ada'ya varır varmaz ilk işimiz Usta'yı bulmak oldu. Adanın tek lastikçisi inanılmaz kibar ve tok gözlü bir insandı. Lastiği patlak arkadaşımızın lastiğin...

Uzun zamandır yazamıyorum. Yaz tatili nedeniyle yaşadıgım iletişim sorunları, neyseki internet bağlantısı buldum ve yazıyorum. Felsefik bir başlık oldu bu terimle yeni okuduğum kitapda karşılaştım (Onunla ilgilide ayrıca yazarım.) ve bana bu yazıya iyi bir başlık olur gibi geldi. Yunanlılar bunu bir şeyi anlık olarak duyumsama anlamında kullanırmış... Bende yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi ne yazsam anlatamazmışım gibi geldi. O anda sizinde burda olmanız ve hatta ben olmanız gerekirdi. Ama ben yinede elimden geldiğince size kendi noesisimi yaşattırmaya çalışacağım :))))) İlk önce çocukluğumdan beri en sevdiğim yerlerden biriyle başlayayım eskiden buranın durumu daha haraptı, Ege üniversitesi Arkeoloji bölümü burada son yıllarda ciddi kazı çalışmasına başlayınca yapıların toprak altında kalan birçok kısmıda ortaya çıktı. Eskiden buraların tenhalığı özzellikle tek geldiğim zamanlar beni ürkütürdü artık kalabalık kazı ekibinin varlığı kamp hali yaşamları hummalı özverili...

Son zamanlarda dikiş makinesinin başına oturamıyorum, o nedenle dikiş postu yazmayalı epeyce oldu. Ama bloğuda yazısız bırakmamak için gün içinde yaptıklarımı toparlayarak bir post yazmaya çalıştım. :) İlk yine bir yemek postu, MERMER KEK 4 yumurta tabii ki organik :) 125 gr tereyağ margarin kullanmıyorum yarım bardak çiçekyağı var ama ben sütü yarım bardak daha fazla koyarak bunu iptal ettim.:) 1,5 bardak günlük süt , kutu süt kullanmıyorum. kabartma tozu, kakao, vanilya, un Güzel bir kek karışımı hazırladıktan sonra bir kısmını ayırıp kakao ile karıştırdım ve yağladığım kalıbın altına önce sade sonra kakaolu sonra yine sade koydum ve çöp şişle zigzag yaptım. Tam soğumadan çıkardığım için altı azıcık kalıpta kaldı ama sorun yok gayet iyi ...:) Bu da komşunun tabağı böylece onuda boş göndermemiş oldum. Atıştırmalık şeyleri çok seviyorum ve karbonhidratlara inanılmaz istek duyarım ama bunun alışkanlık ve damak tadından kaynaklandığını düşünüyorum zamanla umarım azalta...

Bloğa bu konuyla ilgili yazmakta aslında pek bir geciktim, bu blog hanım hanımcık işler bloğu gibi görünse de Sanattı Sinemaydı birçok konuya değinmeye çalıştım. Bloğum ''Benim Dünyam'' ve maalesef benim dünyam yaşadığım dünyadan, toplumdan uzak bir gezegende değil... Ve günlerdir yaşanan çözümsüzlüğe sesiz kalmak elde değil hele vicdanen hiç mümkün değil. Masumca niyetlerin geldiği durum içler acısı sesimi duyun bizi de duyun çığlıkları yeni ayrımları, kamplaşmaları, öfkeleri, kırgınlıkları, yargılamaları doğurdu. Bu süreç benim içinde aslında bir milat oldu, düşündüm bende hayatımın ne zamanlarında iktidar hırsına yönetme hırsına kapıldığımı. Ne zamanlarda basit bir özürle kırgınlıklarımdan kurtulamadığımı, ne zamanlar affedici olamadığımı, çokça zaman aptalca vardığım genellemelerimi, yargılamalarımı ... Düşündüm çokça kibrime yenik düştüğüm zamanlarımı, ezilmemek için ezici rolünü üstlendiğim zamanlarımı düşündüm ve düşündükçe üzüldüm. Hayat zor giderek daha da zo...

Bu hafta sonu Şile belediyesinin düzenlediği ''Tohum takas şenliği'' için bisikletim ve ben bir grup bisikletçiyle yollara düştük. Bostancıdan buluşma yeri olan Pendik isleleye kadar pedalladım. Daha öncede kampa gitmiştim ama bisikletli ilk kampımdı. Bisikletim :) tam bir şehir bisikleti olduğu için uzun yolculukda ciddi anlamda zorlandım. Bu tarz aktiviteler için daha hafif ve profosyonel bir bisiklet almam gerektiğini anladım :( Ama bu durumda bile 70 km yapmayı başardım :)  Pendik iskelede buluşduktan sonra bisikletler araçlara yüklendi ve Şile belediyesinin tahsis ettiği otobüslerle Göçbeyli köyüne hareket ettik ve ordan Şilenin Kabakoz köyüne (koyuna ) kadar pedalladık, inanaılmaz yorucu bir parkurdu. Grupda dünyanın çeşitli ülkelerini pedallayarak gezen insanlarda vardı onlar bile parkurun zorlu olduğunu dile getirdiler ama yinede tamamlayabildiğime memnunum. Tek canımı sıkan olay ise Şile'yi geçtikten sonra kabakoza ilerlerken yokuşların azizliğine u...

       Çoktandır gezi yazısı yazmıyordum, aslında gezmek için çok da fırsatım olmamıştı. Öyle güzel bir günde gitme fırsatım oldu ki hava ciddi anlamda yazdan kalmaydı ama kötü olan benim o havaya göre daha kalın ve hazırlıklı giyinmiş olmam oldu. :)  İlk önce Eskihisar'dan Arabalı vapurla Yalova' ya geçildi ordan da 1,5 saat süren bir yolculukla ilk durak Mudanya'ya geçildi. Mudanya, Bursa'nın birçok ilçesi gibi oldukça Osmanlı etkisi taşıyan yerlerden...  Adını verdiği antlaşmadan dolayı bir mütakere evi var ve hemen sahilde burayı ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Mudanya'ya İstanbul'dan deniz otobüsüyle'de direk gelmek mümkün ... Güzel bir yer özellikle Nilüfer tarafından Mudanya'ya gelirken çam ormanlarının içinde tenis kortlu ve havuzlu villalı siteler bana vaaovv... dedirtti. Bu sitelerde ki villalarda çoğu insanın ulaşabileceği rakamlarda olması ise başka bir güzellik ama arabayla 10 dk uzaklıkta mis gibi denize balıklama atlayamadıktan, sa...