Mudanya, Trilye, Cumalıkızık gezisi
Çoktandır gezi yazısı yazmıyordum, aslında gezmek için çok da fırsatım olmamıştı. Öyle güzel bir günde gitme fırsatım oldu ki hava ciddi anlamda yazdan kalmaydı ama kötü olan benim o havaya göre daha kalın ve hazırlıklı giyinmiş olmam oldu. :) İlk önce Eskihisar'dan Arabalı vapurla Yalova' ya geçildi ordan da 1,5 saat süren bir yolculukla ilk durak Mudanya'ya geçildi. Mudanya, Bursa'nın birçok ilçesi gibi oldukça Osmanlı etkisi taşıyan yerlerden... Adını verdiği antlaşmadan dolayı bir mütakere evi var ve hemen sahilde burayı ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Mudanya'ya İstanbul'dan deniz otobüsüyle'de direk gelmek mümkün ... Güzel bir yer özellikle Nilüfer tarafından Mudanya'ya gelirken çam ormanlarının içinde tenis kortlu ve havuzlu villalı siteler bana vaaovv... dedirtti. Bu sitelerde ki villalarda çoğu insanın ulaşabileceği rakamlarda olması ise başka bir güzellik ama arabayla 10 dk uzaklıkta mis gibi denize balıklama atlayamadıktan, sahilde bisikletle tur atamadıktan ve bir adım uzaklıktaki havuzumda gönlümce süzülemedikten sonra neyleyim altından kafesi... Bir yeri cennet edende cehenneme çevirende insanlar oluyor insanların bakış açıları dünyayı birbirine dar ediyor. Mudanya'da sahilde gezen yerli bayanlar, güzelim kanepeleri o güzelim havada kitap okuyarak ya da sohbet ederek geçiren kadınlı erkekli gruplar nerde ... Bu yüzden Mudanya'yı pek beğendim diyemeyeceğim havası kasan sıkan yerleri sevmem ve anlamam neden insanlar bu kötülüğü yaparlar birbirlerine.
Mudanyalılarda, orda sorup öğrendiğime göre, bu güzelim sahili bırakıp, bizimde bir sonraki rotamız olan Triilye'de denize girerlermiş. Bende açıkçası Mudanyanın beldesi olan Trilye'yi daha ço sevdim. Havası daha bir ege esintisi kokuyordu, insanı şivesi egeye daha yakındı, daha sıcak ve eğlenceli insanlarla karşılaşmak ve konuşmak mümkün oldu. Turlarla gezmek ekonomiktir ama turlarca epeyce gezen biri olar nerde gruba dahil olmak nerde olmamak gerektiğini iyi kestirmek gerekir diye düşünüyorum. Mesela buluşma yer ve saatlerine kesinlikle uymaya riayet gösteririm ama grupla sürü gibi dolaşmaktansa kendi başıma verilen süreyi bulunduğum yerin havasını koklayarak insanıyla saygıyla kaynaşarak, ıssız bir köşesinde sesini dinleyerek geçirmeyi tercih ederim. Turlarla gezen insanların o gittikleri yerde bağıra çağıra konuşarak sokaklarda birbirlerine yüksek sesle seslenerek dolanmalarını oldukları yere saygılarını çok çabuk yitirmelerini ve buna rağmen size doğa ve insan sevgisiyle ilgili saatlerce nutuk çekmelerini bir türlü anlayamam. Ve alışveriş çılgınlığını o dükkandan bu dükkana koşturmayı sırf yöresel diye olmadık şeylere değerinden fazla vermeyide. Küçük bir yerden olduğumdan sanırım böyle durumları daha farklı anlamlandırabiliyorum ve de zeytinyağından birazda anlıyor olmak olmayacak bir zeytinyağına 15 lira vermenin aptallığınıda ... Böyle durumlarla vakit kaybetmektense gruptan ayrılıp vakti daha değerli geçirmeyi seviyorum sokaklarında hayalet gibi dolaşıp insanlarını rahatsız etmeden orayı yaşamayı, eğer kapınızın önünde yüzüstü yatıp bacaklarınızı havaya kaldıramıyorsanız mutasıp bir beldeye gittiğinizde de bunu yapmamalısınız çünkü orasıda başkasının kapısının önü.... Bu insanların düşünce yapısını onayıp onamamakla da ilgisi yok bu durumun kendimize olan saygımızla ilgili yoksa görgüsüz gezginler olmakda tabii sizin tercihiniz :) Evet biraz şikayetli satırlardan sonra sahne Trilye 'nin eski adıyla Zeytinbağı
Trilye'nin meydanı aynı zamanda küçük bir park, gezi otobüsümüz bizi burda bıraktı.Bu da fırını karnım tok olmasaydı ve çantam dolu taş fırında ğişen güzelim lezzetlerin her birinin ayrı ayrı tadına bakmak isterdim.
Tarihi kilise ama ne yazık ki çok kötü durumda restarasyon çalışmaları başlamış gibi ama bir faaliyetde göremedim.
Liman ve limana demirli yatlar ve yelkenliler :)
Ve gezinin 3. rotası Cumalıkızık, Bursa'nın Yıldırım ilçesine bağlı kuruluşu 1300 yıllarına dayanan bir belde. Osmanlı sivil mimarisinin güzel örneklerini görmek için ideal bir adres... Beldenin adıyla ilgili çeşitli rivayetler var, ''Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey'in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye "Cumalıkızık" adını vermiş olduğudur.'' Ansiklobedik bilgiden sonra gelelim Cumalıkızık görüntülerine
Daracık sokaklar cumbalı evler size tarihi yaşatıyor. Burayı Şirinceye çok benzetmekle birlikte Şirince buraya oranla daha bakımlı. Neyse ki burda da restorasyon çalışmaları epeyce hızlı başlamış.
Meydanda köylü kadınların işlettiği köy pazarı tezgahları
Bu da Cin çıkmazı denilen aralık geçit diğer bir sokağa çıkmanızı sağlayan pratik bir geçit.
Evet gezi bitti. Bence bu geziye Cumalıkızıkta güzel bir kahvaltıyla başlamak sonrasında Trilye'de mevsiminde deniz sefası ve balık keyfi yapıp sonrasında Mudanyaya geçip kısa bir turun ardında Orhangazide Köfteci Yusuf'da mola vermek sanki daha keyifli olur gibi geldi bana... Ama nasıl gezerseniz gezin Köfteci Yusuf'da muhakkak ara verin inanılmaz enfes köftelerdi :)
Yorumlar
Yorum Gönder