NOESIS

       Bu yaz Çeşmeye birçok kez gitme fırsatım oldu yakın olduğundan gitmek çokda zor değil. Her yıl gitmeye çalışıyorum giderek doğallığını daha fazla kaybeden bir Çeşme görüyorum. :( Alaçatıda ise bu sene çok fazla yabancı gördüm daha çok yerli turist olurdu ama artık yabancılarda keşfetmiş, hatta ev alıp yerleşen Fransız ve Almanlar var.        Çeşme meydan güzel bir çarşısı var. Aslında Çeşme' de fiyatlar Alaçatıya göre daha iyi... Benim için alınması elzem 3 şey var yıl boyu yetecek kadar damlasakızlı lokum ki hiçbir yerde burdaki gibi olmuyor İstanbulda da oluyor ama büyük ve yumuşak ben küçük ve biraz sert olmasını seviyorum. Türk kahvesini nerdeyse hergün içtiğim düşünülürse yanında inanılmaz bir tat, iki damlasakızlı reçel bunda da yunan markasını tercih etmeniz tavsiye olunur daha iyi... Üç damlasakızlı kurabiye her zaman aldığım fırın bu sene bir tuhaf yapmıştı başka yerden aldım on...

Yazdan kalma dizi yazı serime devam ediyorum :) Annemlerle Urla'ya yaptığımız kaçamaktan. Urla Çeşmeye giderken genelde otabandan gidildiği için birçok insanın es geçtiği ama es geçilemeyecek bir ilçesi İzmirin. İzmir' e Seferihisardan daha yakın, daha gelişmiş ve toprakları daha verimli, Yerel dokusuda daha korunmuş aslında orda da var kötü yapılaşma ama Seferihisar kadar değil ya da bana öyle geldi. Aslında ben bizim oradan daha çok severim ve beğenirim Urla'yı belki ilerde oralı olmak kısmet olur :) Küçük yerlerde yaşamak konusunda aslında sayfalarca yazabilirim kolaylığından güzelliğinden çok zorluğu vardır aslında insanlar nasıl olurda güzelim memleketi birbirlerine dar eder şaşırırsınız. Kim ne dediler, dedikodular, laf çarpmalar, inceden inceye dokundurmalar, amansız yarışlar ( neyin mücadelesiyse bu), mahalle baskısı değil mahalli baskın resmen sürekli etrafı bir ajan tiizliğiyle gözetleyen gözler... Çok mu işsiz güçsüz bu insanlar, yaratıcılıkları ya da hayattan ze...

Bu sıralar devam niteliğinde yazılar yazmaktayım, yazdan kalma bnlar ondan yazamayınca çok birikti. Bu yazının da ilk kısmı burada   http://ovgukeskin.blogspot.com/#!/2013/08/incir-receli.html  İlk yaptığımız parçalıydı çünkü o incirleri büyük toplamıştık sonra Çeşmeye giderken küçük incirler bulunca ondan bütün bütün yaptık. Bu sene incir reçeline doyacağım kış incirle geçecek demeyi çok isterdim ama ilk yapılanları babamla çoktan bitti gitti gibi :) Bütün olarak yaptıklarımızdan da Annem bana büyük bir kavanoz verdi kıyamıyorum yemeye desemde inşallah kışa kalır diyorum :))) İşte bizim reçellerin emekçileri :) Çeşmeye giderken bizim orasıyla Urla arasında ıssız dağ yolları var yolu kısaltmak için ordan geçiyoruz. Bu ağaçlar yalnız başlarına meyve vermişler üstleri dolu dolu, sulanmadıklarından incirler ballı mı ballı ... Bizim reçeller tam organik oldu:)) Yapılışıda meyve miktarı kadar şekere geceden yatırın sonra güzelce kaynatın sonra limon sıkın kaynatmadan ...

Bu yazıyı okumadan önce ilk kısmı olan bu http://ovgukeskin.blogspot.com/#!/2013/08/noesis_9490.html  yazıyı okumayı gerekli görüyorum. Hatta rica ediyorum:))) Koca bir yaz geçip gidiyor uzun bir tatil yaptım bu yıl 2 ay memlekette resmen yayıldım.:) Annemle Babamda her türlü semirmeme yardım ettiler sağolsunlar :) Velhasıl bunaltıcı bir İstanbul kışından sonra bana Ege rüzgarı, güneşi, denizi, havası pek bir iyi geldi güzel güzel pozitif yükleme yaptım artık ne kadar idare ederse :)))  Yazı memlekette geçirmeyi tercih ediyorum, hem daha ekonomik oluyor benim için Ege ve Akdenizde nerdeyse her yeri gördüm defalarca aynı yerleri görmek masraf yapmak istemiyorum çünkü Kıyı Ege' de artık birçok yer birbirinin aynı... Bu bizim oraların güzelim mandalin bahçeleri hergün denize giderken bunların arasından geçmek o koku sesler güneş gerçekten noesis :) Akarca plajı bizim orada denize girmek için iki yer var biri Akarca diğeri Akkum. Akarca Akkuma göre daha tenhadır. ...

Daha önce bu blogda yazmıştım, sanırım geçen yazdı bizim evin önünde harika bir beyaz incir ağacımız var tabak incir dediklerinden... Yıllardır bizede konu komşuyada, gelen geçenede yetiyor. Ama biz Annem Babam ve ben bir Urla keşfi yapalım dedik ( Urla yazısınıda yazacağım inşallah) dönüşde de köy yollarından geldik ve ıssız yollarda güzelim incir ağaçlarında olmuş zebil gibi incirler koparın bizi diye ağlıyordu :) Bizde beyaz olduğu için biz karaya dadandık tabii 3 kişi abartmışız yaklaşık 6-7 kilo oldu fazlasınıda anneciğim elceğziyle süper bir incir reçeli yaptı ben zaten olmamış incir reçelini  pek sevmiyorum bu benim favorim. İncirler olgun olduğundan biraz marmelat gibi oldu ama lezzeti tam :))) Tenceredeki hali... Tabaktaki hali çok lezzetli yalnız annem içine karanfilde attı azıcık 2 kilo incire 1,5 kilo şeker gibi koydu hatta incir iki kilodan biraz fazlaca olabilir çoğunun kabuklarını soydu oldukça olgun olduklarından kaynarken dağıldı koyulaşmasına y...

Uzun zamandır yazamıyorum. Yaz tatili nedeniyle yaşadıgım iletişim sorunları, neyseki internet bağlantısı buldum ve yazıyorum. Felsefik bir başlık oldu bu terimle yeni okuduğum kitapda karşılaştım (Onunla ilgilide ayrıca yazarım.) ve bana bu yazıya iyi bir başlık olur gibi geldi. Yunanlılar bunu bir şeyi anlık olarak duyumsama anlamında kullanırmış... Bende yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi ne yazsam anlatamazmışım gibi geldi. O anda sizinde burda olmanız ve hatta ben olmanız gerekirdi. Ama ben yinede elimden geldiğince size kendi noesisimi yaşattırmaya çalışacağım :))))) İlk önce çocukluğumdan beri en sevdiğim yerlerden biriyle başlayayım eskiden buranın durumu daha haraptı, Ege üniversitesi Arkeoloji bölümü burada son yıllarda ciddi kazı çalışmasına başlayınca yapıların toprak altında kalan birçok kısmıda ortaya çıktı. Eskiden buraların tenhalığı özzellikle tek geldiğim zamanlar beni ürkütürdü artık kalabalık kazı ekibinin varlığı kamp hali yaşamları hummalı özverili...