Kayıtlar

Haziran, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÇİZGİLİ ELBİSE :))

Resim
Bu modeli ilk gördüğümde de beğenmiştim. Burda dergisi şubat/2012 sayısı bu yılın modası zaten çizgili ama öyle bir tesadüf oldu ki sanırım mart gibiydi salı pazarında nerdeyse kumaşın aynısına rastladım kumaşa sadece 2 tl verdim artan parçadan birde mini etek çıkartmayı düşünüyorum fermuar 25 kuruş onuda pazardan aldım iplikler evde vardı. Ve başladım kesip biçmeye yeni kızımda süper oldu kenarları overlok makinesiyle çekince hem daha temiz oluyor hemde iş daha profesyonel duruyor:) ya da ben kendimi öyle düşünerek mutlu ediyorum :) burda dikkat edilmesi gereken çizgileri hep denk getirmeye çelışmk kalıpları yerleştirirkende dikerkende çok dikkat etmek gerekiyor hafif kaymalar olabiliyor ama bariz hatalar çizgili kumaşda kötü duruyor. Evde beni çekebilecek kimse olmadığı için mankenin üstüne giydirdim . ama benim üstümde dergide durduğu gibi duruyor :) tabii çok az daha dar kesseymişim daha iyi olurmuş 1 beden büyük olmuş oda benim hatam omuzlarım geniş diye 40 beden çalış...

Benimde artık bir overloğum var :))))

Resim
Aslında alalı 2 ay kadar oldu ama ben kullanmaya yeni yeni başladım. Overlok makinasıyla ilgili epeyce araştırma yaptım diyebilirim nerdeyse 5 ay hem ürünleri hem bloglarda yazılan kullanıcı yorumlarını araştırdım bu yzıların faydasına inandığım için bir tanede ben yazmaya karar verdim birçok ev tipi overlok makinası var hatta nerdeyse her bütçeye göre birde profesyoneller var tabii onların 1. ellerine yaklaşılmıyor bile sanayi tipi makinelerin ikinci elleri bile bence tuzlu birde kullanımı açıkçası bana daha zor geldi. Singerinde var güzel bir makinası 1000 küsür gibi bir fiyat koymuşlar hayırdır sanayii tipi makinamı alıyoruz diyesi geliyor insanın :) birçok ürünün Çin deryasında üretildiğini düşünürsek markaya değil ürüne bakmak gerek diye düşünüyorum. En bilindik ve uygun fiyatlı olan Acme 3 ipliğin fiyatı cidden çok uygun 125 ama makina konusunda güzel yorumlar okumama rağmen satıcıların görüşleri ve makinayı incelediğim kadarıyla bende bir güven oluşturmadı türkçe kullanma...

Adele - Someone Like You ... :)))

Resim

BENİM SİNEMALARIM :))

Resim
AZRAİLİ BEKLERKEN (2011-Fransa) Yönetmen : Marjen Satrapi, Vincent Paronnaud    Film Marjen Satrapi'nin 2006 yılında yazmış olduğu bir çizgi romandan uyarlama, Satrapi'yi galiba herkes Persapolis denince hatırlayacaktır İranlı Fransız grafiker, çizer. yönetmen. İlk filmi bir animasyondu ve yine kendisinin otobiyografik öyküsünü anlattığı bir çizgi romanından uyarlanmıştı çok keyifle izlediğim tarzını, anlatım dilini, çizgilerini çok beğendiğim insanın içinde bende bu tarz birşeyler yapmalıyım isteği uyandıran harika bir çalışmaydı.    Bu filmi animasyon değil ama içinde aralıklarla yedirilmiş animasyon görüntüler var yine Satrapi'nin kendi tarzına has... Bu arada bu film İKSV'nin 2012 İstanbul Film festivalinde vardı, hatırlayabildiğim kadarıyla da Satrapi'nin kendiside ülkemize gelmişti. Gelelim filmin konusuna 1950'ler Tahran devrim öncesi ve İranlı keman virtüözü Nasser Ali Khan'ın kemanının kırılmasıyla sanatçı duyarlılığıyla hayata küsüşü ve bi...

BİR SERGİ DAHA REMBRANT VE ÇAĞDAŞLARI :)

Resim
   Bu sergiye de okulun son haftası gitmiştik epey zaman olmasına rağmen post'u ancak yazabiliyorum. Sabancı müzesinin düzenlediği ve bence bu yılın en iyi sanat aktivitesi ve sergisiydi kaçırmış olmanın çok büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Sergi kitabını inceledim bunuda alınması gerekenler listesine ekledim ama durum şu ki evde kitapları koyacak yer kalmadı :))) bir kısmını bu hafta okul kütüphanesine bağışlamak zorunda kaldım. Onlardan ayrı düşmek cidden içimi burkuyor kitaplarla haşır neşirlik çok küçük yaşlarıma dayanır ve bunca yıl onları biriktirmemdeki en büyük hayallerimden biri kendi özel kütüphanemi açmamdı tuhaf çocukluk hayalleri:))) Ama hala içinde kütüphaneside, atölyeside olan bir sanatevi açma hayalim var. Galiba hiç büyüyemedim ....    Neyse gelelim sergiye tek kelimeyle harika ... Rembrant, Vermeer (incili kız) ve daha niceleri Hollandanın altın çağını anlatan birbirinden güzel eserler ve belki adlarını daha önceleri sanat kitaplarında duymad...

GOYA SERGİSİ :)

Resim
  Bu sergiye gideli aslında oldu 3 öğrencimle birlikte gitmiştik. Goya'nın benim için ayrı bir önemi var, resim eğitimi almaya karar vermeden öncede Goya beni derinden etkileyen bir sanatçıydı. Yaşadığı çağın çok ötesinde yaşıyor oluşu mistik sanki ruhlar alemini anlatan sanat dili beni cidden çarpmıştı. Ve tabiiki tekniğe olan hakimiyeti ustalığı, gravürü oldum olası severim ve cidden Goya'nın gravürleri bilinmesi görülmesi gerekli ender eserlerden. Ben Goya'nın yağlı boya tablolarını da çok beğenirim ama bu sergide bunları görmek çok mümkün değildi en önemli yağlıboya eserleri yoktu. En önemli eserlerinden biridir büyük boy ispanyol kralı ve kraliçesinin tabloları ama maalesef onlarda birebir kopyaydı küçük boy daha az bildiğimiz eserleri gelmişti gerçi onları görebildiğime sevindim ama bir Goya sergisinde birebir kopya eserler görmektense tamamı orjinal bir koleksiyon görmeyi tercih ederdim. Goya'nın kaprisler adını verdiği bir dizi baskı çalışmaları olmasa çok daha ...

BENİM SİNEMALARIM :)

Resim
EVEN THE RAİN (YAĞMURU BİLE) 2011 YÖNETMEN: ICIAR BOLLAIN SENARYO: PAUL LAVERTY OYUNCULAR: LUIS TOSAR, GAEL GARCİA BARNEL    Film, Fransa, İspanya, Meksika ortak yapımı. Fimin dili ağırlıklı ispanyolca ve film Bolivya'da geçiyor. Özetle konusu ispanyol sinemacılar Kolomb dönemini anlatan bir film çekmek için Bolivya'ya gelir, çekmek istedikleri filmde Kolomb'un kaşif yanını değil aç gözlü ve sömürgen yanını çekmek istemektedirler işin tuhaf yanı Latin Amerikanın bu yoklsul ülkesinde de o sıralar Kolomb dönemini aratmayacak sıkıntılar vardır. Filmde oyuncu olan bir çok yerli insan aslında aynı zamanda gerçek hayatta aktivisttir ve temel insani hakları için mücadele etmektedirler. Su gibi, ülkede su şirketi sürekli yükselen zamlarla insanları zor durumda bırakmakta faturaları ödeyemeyen suları kesilen fakir bölge halkının kendi suyunu kendi getirmesine de izin verilmemektedir böyle olunca büyük bir mücadele başlıyor bu mücadelenin ortasında filmi bitirmeye çalışan...

BENİM SİNEMALARIM :)))

Resim
DRİE ''3'' Yönetmen: Tom Tykwer (yönetmen, senarist, besteci) Oyuncular: Sebastian Schipper ( aktör ve yönetmen), Devid striesow, Sophie Rois Senaryo: Tom Tykwer Yönetmen aslında dah önceki filmlerinden tanıdığımız biri Run Lola run (koş lola koş) ve Heaven (cennet), Koku (galiba en bilindik bu), The İnternation filmlerinin yönetmeni bazılarının aynı zamanda senaristi. Kesinlikle duyarlı ve farklı  bir anlatım diline sahip bir yönetmen ve senarist olduğunu düşünüyorum, Oyuncularda gerçekten hele de böyle bir filmde inanılmaz başarılılar genelde alman ve avusturya kökenli ...    İlişkiler hakkında izlediğim en ilginç film aslında, böyle bir filmi çekebilmek kadar yazmanında ciddi bir iş olduğunu düşünüyorum. Hikaye kısaca şöyle bir çift var entellektüel bir çift ve uzun yıllardır birlikte yaşıyorlar zaman zaman özgürleşen ve bireyselleşen ilişkilerine rağmen birbirlerinden kopmuyorlar, çiftimiz erkek olanı birgün annesini kanserden kaybediyor ve kaybetme sürec...

DÖNÜŞ...

Bir süredir blog'a bir şey ekleyememiştim ve aslında bloğuda kapatmıştım, oluyor böyle arada morotoryum evrelerim , birgün kendimi tamamen kapatana kadar da devam edecek büyük ihtimal :)))) Tabii ki bu durumdan hiç şikayetçi değilim bu süreçler olmasa insanın haytında gelişmede değişmede olmaz arada aryış ve sorgulama iyidir diyorum :)))) Bloğumuda özledim hani...