BENİM SİNEMALARIM :)))



DRİE ''3''
Yönetmen: Tom Tykwer (yönetmen, senarist, besteci)
Oyuncular: Sebastian Schipper ( aktör ve yönetmen), Devid striesow, Sophie Rois
Senaryo: Tom Tykwer

Yönetmen aslında dah önceki filmlerinden tanıdığımız biri Run Lola run (koş lola koş) ve Heaven (cennet), Koku (galiba en bilindik bu), The İnternation filmlerinin yönetmeni bazılarının aynı zamanda senaristi. Kesinlikle duyarlı ve farklı  bir anlatım diline sahip bir yönetmen ve senarist olduğunu düşünüyorum, Oyuncularda gerçekten hele de böyle bir filmde inanılmaz başarılılar genelde alman ve avusturya kökenli ...

   İlişkiler hakkında izlediğim en ilginç film aslında, böyle bir filmi çekebilmek kadar yazmanında ciddi bir iş olduğunu düşünüyorum. Hikaye kısaca şöyle bir çift var entellektüel bir çift ve uzun yıllardır birlikte yaşıyorlar zaman zaman özgürleşen ve bireyselleşen ilişkilerine rağmen birbirlerinden kopmuyorlar, çiftimiz erkek olanı birgün annesini kanserden kaybediyor ve kaybetme süreci uzun sürerken bu süreci yalnız geçiriyor çünkü kadın maalesef başka bir erkekle ilişki yaşıyor başlarda tensel görünen durum giderek garip bir duygusal hal alıyor. Bu arada erkek kahramanımız annesini kaybetmekle kalmıyor testis kanseri olduğunuda öğreniyor ve kendini geleceği sorgulama durumu üretkenliğini kaybetme korkusu içindeki ilkel dürtülerin korkulara dönüşmesi ve bu süreçtede yalnız yumurtalığının tekini kaybediyor ve daha hassas kırılgan ve ilişkide kendini ifade etmekte zorlanan bir adam oluyor ve gümmm ir gün 3 numarayla oda tanışıyor burdan sonra hikaye ciddi ilginç bir hal alıyor sadece insanoğlunun ilişki anlayışı değil cinselliği de sorgulanıyor ...
  Bu dünyada herkes ''Küçük prens'' :))) ya da onların küçük prensesleri , kimsenin aslında diğeri için bir öncekinden ya da bir sonrakinden farkı yok ne daha iyisiniz ne de daha kötü ... Sizden sonrakinin de aslında durumu aynı insanlar sadece içlerindeki boşluğu doldurma gereksiniminin derdindeler, kimse SENİNin farkında değil... Sana yapılan bütün komplimanlar senin için doğaçlama yaratımlar değil, o yaratıcı fikirlerin ilhamı sen değilsin aslında onlar paket sunumlar:))) sanki kişilere yüklenmiş programlar gibi şahıslarla beraber veriliyor :))) her ilşkide hep aynı açılış, hep aynı oyunlar, hep aynı komplimanlar, söylemler... İlham kaynağının senden olduğuna inandığın tiradlar senden önce 1000 kere atılmış senden sonrada atılacak yani kimse kimseye özel değil :)))  Bunu farkeden kaçıyor, sıradan olduğunu fark ettiğin an kopuyorsun hem hayattan hem yanındakinden. Ve aslında bu kopuş ve savruluştan sonra ancak karşındakini tüm kartları açık görüyorsum GAME OVER ve bu durumda hala bir şeyler hissedebiliyorsan gerçek sevgi o zaman başlıyor eğer başlamasına fırsat verebildiysen...
  İşte bu film bu anlamda çok ilginç tüm kartlar açıldığında Aman Allah'ım böyle el mi olur ? diyorsunuz :))) herkes hem kendinin hem karşısındakinin SENİNİ görüyor ve seni özlüyor işte o zaman aslında başlıyor.

FİLMİN GEYİĞİ....
  Ne yönetmen ne de oyuncular eşcinsel bir kimliğe sahip değil biseksüeller mi onu bilemiyorum ama bu durumda çok iyi iş çıkarmışlar. Şahsen Abi zor olmadı mı demek istiyorum :)))) kadın başrol için durum fena değil ama erkek oyuncuları ayakta alkışlamak lazım yönetmenide çünkü filmdeki tüm sexsüel karışıklığa rağmen :) duyguyu öyle bir veriyor ki iğrençlik algılamıyorsun bu çizgiyi yakalamak zor. Evet filmde ciddi kimin eli kimin cebinde belli değil durumu var ama iş süperrr:))))


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KEDİŞLER :))))

NOESİS 2 :)

VOLANLI EKOSE BLUZ