NEYE NİYET NEYE KISMET :))))

Bugün aslında Bisikletliler derneğinin Boğaz geçişine katılacaktım. Sabah erkenden kalktım hazırlandım tam evden çıkacağım yağmur bastırdı ama arkadaşlara söz verdim sayılır deyip yola çıktım açıkçası birazda ıslandım. Yolda arkadaşların kimisinin eşiyle kimisinin dostlarıyla kimisinin de beni çoktan ekmiş olması açıkçası beni biran özgür kıldı. Kendimi koştura koştura bir yere yetiştirmek istemedim. :( Ve Karaköy'de kendime yeni bir rota tayin ettim gitmek aklımda fikrimde olduğundan soluğu, Karaköy'de ki Antrepo binasında aldım.

Bienal ben geldim :))))


Bu senenin teması ''Anne ben Barbar mıyım?''  Lale Müldür 'ün kitabının adı aslında. Sergiyi gezip biraz da taksim yaparsanız, bu sorunun kesinlikle cevabı EVET !
Modernleşme adı altında yaptıklarımızı karşınızda görünce bir düşünüyor insan çevreye verdiğimiz zararlar, sadece doğaya değil kültüre, tarihe verdiğimiz zarar. Çok uzağa gitmek de gerekmiyor Gezi olayları sırasında haklılık nasıl büyük haksızlığa dönüşür, Eğitimli birçok insanın nasıl Vandalizm içinde barbarlara dönüştüğü hala dimağlarımızda... Bugün zarar görmüş birçok tarihi yapıyı görünce içten içim yandı, Kendini ifade etmenin yolu bu olmamalı bu barbarca yöntemler son bulmalı, Kendimce bir söz verdim ne kadar haklı nedenler olursa olsun şiddet içeren hiçbir şeye en basit haliyle bile dahil olmayacağım. Gandhi yıllar önce aslında ne güzel bir örnek olmuş insanlığa, O'nun eylem anlayışının dışında kalan bu tarz davranışlar şimdiki insanlığı daha da aşağı çekmekte. Oysa insanlık o zamandan bu zamana sorunları daha insani çözüyor ya da dile getirebiliyor olmalıydı.

Gelelim Bienal'den örneklere ...

 Sizi girişte bu duvar karşılıyor

 Ben bu çalışmayı çok beğendim fikir inanılmaz güzel:) Her biri sanat, edebiyat ya da düşün alanında önemli isimlerin yüz masklarının resimlerini içeren kitap sayfaları...


 Bu çalışmayı da beğendim Gezi olaylarından esinlenilerek yapılmış yapan sanatçı yabancı olması ayrıca güzel sizi sizden farklı yapıdan gelenin gözünden aklından görmek hoş




 Ne çok çektim kendimi bugün çok eğlendim çok ...:))))


 
Bu çalışmanın önemi şu Kars' da ki olaylı heykeli herkes hatırlar, O heykelde barışı simgeleyen yapıda bir el vardı işte o el alınıyor birçok kişi tarafından gördüğünüz el arabasıyla sokak sokak gezdiriliyor ve farklı olana ötekine saygı anlamında farklı farklı eller yapılarak heykelin söküldüğü alana yerleştiriliyor. Bu Enstalasyon çalışması' da güzel olmuş bence ...
 
Bienal hakkında daha ayrıntılı tekrar yazacağım. Şu an sadece Bienal'e ait bir mekan gezdim ama daha gezilmesi gereken farklı mekanlarda var onları da gezdikten sonra bir Bienal yazısı gelecek. Ama en önemli mekan mutlaka görün diyeceğim Antrepo ve bu yıl ücretsiz :) O zalim sırada beklememek için günler öncesinden İksv'ye  gidip biletimi alırdım :) bu yıl bu uygulama güzel olmuş Pazar sabahı olmasına rağmen birçok insan çoluk çocuk gelmişti o da ayrı bir mutluluk :)))
 
Bienal'den sonra fena aç olan ben rotamı Kabataş'a döndürdüm ve orda ki Beltur cafeyi çok severim nefis bir ayvalık yaptım Boğaza nazır keyfime baktım :))))))
 


 
Buradan sonra niyetim dümeni Emirgan'a çevirmekti. Tam bisikleti aldım yola çıkıyorum yağmur yeniden bastırdı açıkçası tekrar ıslanmak hiç işime gelmedi:) Hem de bugün yola çıkarken şöyle demiştim yaşamın sesini ve ruhumun sesini dinleyeceğim hayatın aktığı yöne doğru gideceğim :) Bu yağmur Emirgan'a gitme demekti :))) Bende bisikleti tekrar Kabataş'a kilitledim ve fünükülerle Taksim yaptım :)))
 
İlk durağım Taksim'de Koreli Sanatçılar fotoğraf sergisi oldu. Bugün öyle güzel resimler, fotoğraflar gördüm ki... Onları ne kadar çekmeye çalışsam da asla o anda gördüğüm gibi olmuyor. Zaten her şey öyle değil mi aslında ... Herkes galiba yaşadığı hissettiği ya da bildiğinin çok azını aktarabiliyor. :) O yüzden bu bloğun adı NOESIS :)
 




Nasıl bir kendini beğenmedir bu :))) Ne çektim bugün kendimi bugün kendi mi ne :)) Bir zamanlar bir hayat arkadaşım olsa iyi olacak en azından güzel resimlerim olurdu sözünü geri alıyorum :))) Artık onu da kendim yapabiliyorum :))) Boş yere kimsenin cefasını çekmeyeyim :)



 Bu fotoğrafı gördüğümde aklımda tek isim arkadaşım Meral :) Bu yaz yüzerken ısrarla askeri bölgeye girince tepede bekleyen böyle silahlı 2 asker, Meral ısrar edince emniyetleri açıp silahı doğrultmuşlardı ki Meralden çıkan söz şu '' Benim askeriye ye giriş kartım var.'' :))) Üstümüzde sadece mayo var ama :))))


 
 Maalesef Sanat serüvenim burada bununla bitmedi. Atlas ve Halep pasajlarına uğranıp Ekim film festivali işleri halledildi. :) Henüz ikinci gün olmasına rağmen birçok gitmek istediğim filme bilet bulamadım. İKSV üyelerinin erken alma hakkı olduğundan biletler erken kapatılıyor.:( Artık İKSV üyesi olmak bir nevi şart oldu :(

Daha sonra niyetim Terkos'a bir bakmakken birden Oda kuleden içeri kırdım ve Pera'da ne var bir bakayım dedim Allah'dan eski serginin son günüydü yani bunu da görmüş oldum. Yeni sergide Ekim başı geliyormuş hadi bakalım :))

Marmara Üniversitesinin düzenlediği bir Uluslararası öğrenci Trienali
Burada da Gezi olaylarının etkisi vardı açıkçası Sanat dünyamıza bu işten epey malzeme çıktı anlaşılan... Bu arada yeni neslin yaratıcılığı umut verici ama ben tavrımı yabancı öğrencilerin çalışmalarından yana koyacağım. Bilmiyorum niye ama anlatım dilimiz sorunlu bu bizim ülkemizde üstat kabul edilen sanatçılar için bile geçerli bence ... Kendimizi ortaya koymada sorunlarımız var galiba birde anlaşılmadığımızı düşünüp ya fazla anlatım yoluna gidiyoruz ya da ayan beyan ortada oluyor yani anlatılacak şeyi bilindik cümlelerle anlatıyoruz kendi harflerimiz yok ...


Bu arada kıyafetime dikkat Pantolonum çok özel 2006'da almıştım az sayıda tasarım ürünler üreten bir Alman markası. Arada bazı şeylere güzel paralar veririm :))) Bunun adı CiCİ militaris :))) kamuflaj kumaş üzerinde epeyce kızsal detaylarla süslü :)))  Seviyorum bunu .. Nasıl oluyor bilmiyorum her zaman giyilebilir trend kurbanı olmayacak parçaları seçmeyi becerebiliyorum :)




 
Bakovizyon izliyorum ama artık kendim çekerken bile farkında değilmiş gibi rol yapıyorum. Maksat anı hissettirmek :) Noesis tek niyetim :)))
 



 Çantaların arasında bende asılı bir çanta :)

 Bu defterleri herkes deli gibi karıştırıyordu:)




 Ne huzurluyum aslında içimden geçen şu '' Ne güzel bir gün oldu bugün '':)) Çok güzel resimler, fotoğraflar, çalışmalar gördüm. Ruhum ve beynim doydu:) Bisikletle boğazdan geçip '' Arabadan in bisiklete bin '' diyebilirdim. Ama boğazdan geçmeden de ben bugün onu yaptım ki bu etkinliğin amacı bisikleti hayatın içine sokmak motorlu taşıt kullanımını azaltmak değil miydi ? Tamam işte ben bunu yaptım. :) Kadıköyden de eve kadar pedalladım . Gün içinde vapur ve fünüküleri saymazsak motorlu taşıt kullanmadım. Bunu yaptım bağırmadan çağırmadan sessizce hayatın içine yedirerek. bazı şeyler için çok fazla olay yaratmaya gerek yok siz yapın, inandığınızı yapın, yaşamak istediğinizi yapın... O oluyor zaten yapmış olmanız onu artık var, yapılır ve oldu yapıyor. Sanırım bu yazdıklarımla ne demek istediğimi herkes anladı. Siz zeki insanlar, Afferin size :)))))

 Oturup Haliç'in iki yanını izledim. Metamorfoz öncesi hafıza kaydı yaptım. Biliyorum buralar artık olmayacak, Öğrenciliğimin girilmez denilen Dolapderesi yok artık... Tarlabaşı olmayacak sokaklar çamaşırsız Türk filmleri mekansız kalacak ... Kim ne derse desin ben bu gri griftliği'de seviyorum :))))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KEDİŞLER :))))

NOESİS 2 :)

VOLANLI EKOSE BLUZ