Kayıtlar

HAMSİLİ PİLAV

Resim
Sıcak sıcak yazayım dedim. Bunu bu akşam yaptım ve saatin geç olmasına aldırmadan yarısını hüplettim :)) Enfesti ... Ellerime sağlık.       Önce Hamsilerin kılçıklarını ayıkladım. Bu boyutta tepsi olmadığı için tavanın sapını söküp tepsi haline getirdim. Ve yağladığım kalıba güzelce dizdim. Kırmızı soğanı ince ince dildim zeytinyağında kavurdum pirinci ekledim iç pilavda kullanılan zevkinize göre yan unsurları ekleyi biraz suda demlendirip kıyılmış maydanoz koydum ve kalıba boşalttım üstünü yine hamsiyle kaplayıp fırına verdim. Ve misss :))))

ÖZLEDİM...:)))

Resim
Bu bloğa yazmayı gerçekten çok özlüyorum başka bir bloğa yazmak nedense bu bloğa yazmak kadar zevk vermiyor maalesef :(((  Neler yaptım bir çok şey, hep bir şeyler yapıyorum.  Önce cup cake' lerimle başlayayım bu konuda kendimde ilerleyebilme ışığı görmeye başladım gibi...:)) Bunları öğretmenler günü etkinliğimiz için yapmıştım :)) Standı da kendim yaptım eğlenceli olmuştu :)))   Artık koli kartonları kullandım.     Damla sakızlı kurabiyeler Çeşme özlemi:))     Kabak tatlısı güzel bir karadeniz tatlısı ilk defa üstü tahinli denedim süper oluyor. :))) Ama ağırda oluyor :)   Şimdilik sadece tatlı olanların bir kısmını yazdım. Sonra yine yazarım. sanırım bloğuma dönme turları atıyorum . :)))      

ANISH KAPOOR

Resim
Bu sergiye gitme planım aslında haftalar öncesinden vardı ama gerçekleştirememiştim. Bu çarşamba sonunda gidebildim iyi ki de geç olmuş :) Çünkü sergiye iki yeni eser o gün eklenmişti :)   Yaşayan en iyi Heykeltraş olarak adlandırılıyor. !954 Bombay doğumlu, Babası Hindu bir Hintli. Annesi Irak asıllı bir Yahudi 1970'lerin başından beri İngiltere de yaşıyor. Evli eşi bildiğim kadarıyla İngiliz asıllı bir ortaçağ sanat tarihçisi ve bir kız bir erkek iki çocukları var. Aynı zamanda eşi kendinden uzun ve çok güzel :))) Çok kültürlü yapısı gerçekten bugünkü onda çok etkili bence rafine bir dili olmasını sağlamış ... Devasa Büyük boyutlu eserleriyle biliniyor. Mermer, taş, çelik gibi çeşitli malzemeler ve parlatılmış yüzeyler kullanıyor. Aynı zamanda aynalı yüzeyler. TUNER ödülü var ve daha niceleri aynı zamanda  Britanya imparatorluk nişanı var .:) daha ne olsun , yaşarken bunlara sahip olmak sanırım en güzeli... Ben Sanatta bunu seviyorum sade, yalın ,net , içten ve der...

KABAK YEMEĞİM :)))

Resim
Bir deyiş vardır '' Her yiğidin yoğur yeğişi farklıdır'' diye ... Herkesin bir kabak yemeği yapma tarzı vardır, işte bu da benim ki:))    Ben Girit kabağı kullandım ya da diğer adıyla köy kabağı dışı daha canlı bir yeşil hem görsel hem lezzet olarak daha iyi oluyor. Soğan doğradım 1 orta boy 4 diş sarımsak koydum kesmedim bütün koydum ve birlikte kavurdum. Kırmızı ve yeşil biber doğrayıp koydum, Kabakları verev kesip koydum kabuklarına dokunmadım bunlar böyle güzel. Domates koydum bazıları pirinç koyar ben sevmiyorum onun yerine haşlanmış buğday koyuyorum biraz çok az su ekledim ve pişirdim yanında yoğurtla nefis bir yemek :)))

KELEBEĞİN RÜYASI

Resim
Eylül ayında en iyi yabancı film dalında Oscar aday adayı olmasıyla bu film üstüne yazmak gerekli oldu. Ben önce Görüntü yönetmenini (Gökhan Tiryaki) ve Sanat yönetmenini (Hakan Yarkın) ayrıca müzikler için Rahman Altın'ı tebrik edeyim. Çünkü bence işe boyut katan gerçekten bu insanların ciddi emekleri olmuş. :) Senarist ve Yönetmen Yılmaz Erdoğan. Sanat söz konusu olduğunda benim için başka şeyler söz konusu olmaz. Sanatçı bile teferruattır asıl olan Sanattır. :) Nazım'la Necip Fazıl'ı bir sineğin iki kanadına benzetirim. Kanatlardan biri kanınıza değerse maazallah zehirlenirsiniz:) ikisi de değmeli ki yırtasınız :) o yüzden ikisi de bende mevcuttur. Yılmaz Erdoğan'ında iki şiir kitabı bende vardır 90 lı yıllardı aldığımda ...   '' Sana bakmak '' şiirini ayrıca severim. '' ...Bir uykunun en güzel yanı seninle uyanmaktır/ Senden uzak bir uykuyla kandıramıyorum hiçbir geceyi.'' Böyle nice güzel yazılmış dizeyi, şiiri neden, niye sevem...

NEYE NİYET NEYE KISMET :))))

Resim
Bugün aslında Bisikletliler derneğinin Boğaz geçişine katılacaktım. Sabah erkenden kalktım hazırlandım tam evden çıkacağım yağmur bastırdı ama arkadaşlara söz verdim sayılır deyip yola çıktım açıkçası birazda ıslandım. Yolda arkadaşların kimisinin eşiyle kimisinin dostlarıyla kimisinin de beni çoktan ekmiş olması açıkçası beni biran özgür kıldı. Kendimi koştura koştura bir yere yetiştirmek istemedim. :( Ve Karaköy'de kendime yeni bir rota tayin ettim gitmek aklımda fikrimde olduğundan soluğu, Karaköy'de ki Antrepo binasında aldım. Bienal ben geldim :)))) Bu senenin teması ''Anne ben Barbar mıyım?''  Lale Müldür 'ün kitabının adı aslında. Sergiyi gezip biraz da taksim yaparsanız, bu sorunun kesinlikle cevabı EVET ! Modernleşme adı altında yaptıklarımızı karşınızda görünce bir düşünüyor insan çevreye verdiğimiz zararlar, sadece doğaya değil kültüre, tarihe verdiğimiz zarar. Çok uzağa gitmek de gerekmiyor Gezi olayları sırasında haklılık nasıl büyük hak...